Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir Kahramanmaraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Kahramanmaraş °C

Ümmü’l Kitap:FATİHA

Ümmü’l Kitap:FATİHA
18.11.2016
A+
A-

İLİ           : GENEL

TARİH    : 18.11.2016

ÜMMÜ’L-KİTAP: FATİHA

Cumanız Mübarek Olsun Aziz Kardeşlerim!

Yüce Kitabımız Kur’an-ı Kerim’de bir sure vardır ki; onun adı, Ümmü’l-Kitap’tır, yani Kitab’ın anasıdır. Rabbimiz, Kerim Kitabına onunla başlamıştır.[1] Peygamber Efendimiz (s.a.s) de, bütün namazlara onunla başlamamızı istemiştir.[2]  

Kardeşlerim!

İşte bu sure, hepimizin bildiği Fâtiha’dır. Allah Resûlü, Fâtiha’nın, Rabbimiz ile aramızda bir konuşma, bir diyalog olduğunu haber vermiştir. Bizlere sayısız nimetler bahşettiği ve bizleri muhatap kabul ettiği için Fâtihâ’nın hemen başlangıcında Rabbimize hamd ederiz. “اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ رَبِّ الْعَالَم۪ينَۙ“Hamd, övgü, âlemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur.” dediğimizde, Âlemlerin Rabbi, “حَمِدَنِى عَبْدِى” “Kulum bana hamd etti.” buyurur.

Bizler, “اَلرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِۙO, Rahmân ve Rahîmdir.” dediğimizde, Yüce Allah, “أَثْنَى عَلَىَّ عَبْدِى” “Kulum bana senâ etti. Beni övdü, methetti.” buyurur.

Bizler, “مَالِكِ يَوْمِ الدّ۪ينِۜ“O, hesap gününün, âhiret gününün sahibidir.” dediğimizde, Rabbimiz, “مَجَّدَنِى عَبْدِى” “Kulum beni yüceltti.” buyurur ve Fâtiha’nın bu ilk bölümünde bizim kendisine hamd-ü senâ etmemiz vesilesiyle hoşnutluğunu ifade eder.

Fâtiha’nın ikinci bölümünde ise halimizi ve isteklerimizi Rabbimize arz ederiz. “اِيَّاكَ نَعْبُدُ وَاِيَّاكَ نَسْتَع۪ينُۜ“Yalnız sana ibadet eder ve yalnız senden yardım dileriz.” dediğimizde, Rabbimiz, “هَذَا بَيْنِى وَبَيْنَ عَبْدِى وَلِعَبْدِى مَا سَأَلَ” “Bu, kulum ile benim aramdadır. Kulumun isteğine icabet edeceğim.” buyurur.

اِهْدِنَا الصِّرَاطَ الْمُسْتَق۪يمَۙ . صِرَاطَ الَّذ۪ينَ اَنْعَمْتَ عَلَيْهِمْۙ غَيْرِ الْمَغْضُوبِ عَلَيْهِمْ وَلَا الضَّٓالّ۪ينَ.

“Bizi doğru yola, kendilerine nimet verdiklerinin yoluna ilet; gazaba uğrayanların ve sapmışların yoluna değil.” dediğimizde, Allah Teâlâ, “هَذَا لِعَبْدِى وَلِعَبْدِى مَا سَأَلَ” “İşte kulumun bu talebi karşılıksız kalmayacaktır. Kulum ne istiyorsa onundur.” buyurur.[3]

Aziz Kardeşlerim!

Fâtiha, Kerim Kitabımızın muhteviyatının, insanlığa gönderiliş amacının özü ve özetidir. Yaratılışımızdaki gaye ve hikmetin bir beyanıdır. Bizler, nazm-ı celili açtığımızda evvela Fâtiha’yı okuruz. Her gün beş vakit namazda Rabbimizin huzuruna Fâtiha’yla çıkarız. Kelime-i şehâdetle Allah’a verdiğimiz kulluk misakımızı, her gün onunla tazeleriz. Mümin olma ve yüceliği, adaleti, engin merhameti ve sonsuz kudretini tekrar tekrar onunla idrak ve ikrar ederiz. Rabbimize şükrümüzü, hamdimizi, övgümüzü, minnetimizi her gün onunla dile getiririz. Bir beşer olarak kusurlarımızı, niyazımızı, mağfiret talebimizi her gün Rabbimize onunla arz ederiz.

 Gönüllerimize Fâtiha’yla şifa dileriz. Dert ve sıkıntılarımıza onunla deva ararız. Hâsılı yaratılışımızı ve varlığımızı anlamlandıran Fâtiha, kalplerimize dermandır. Akıllarımıza rehberdir. Bitmez tükenmez bereketlere açılan rahmet kapımızdır.

Kardeşlerim!

Fâtiha, her gün bizim için yeni bir canlanışa, yeni bir dirilişe vesile olur. Rabbimize sunduğumuz özlü bir dilekçemizdir o. Besmele ile dilekçeyi sunduğumuz makamı belirtiriz. Hamd ile o makamın sahibini yüceltiriz. “Rahman” ve “Rahim” isimlerinin verdiği ümit ile “din gününün sahibi” ifadesinin verdiği korku arasında Rabbimizin huzuruna çıkarız. Tüm acizlik ve güçsüzlüğümüzle arzu halimizi Rabbimize sunarız. Biliriz ki; sığınağımız, dayanağımız,  tükenmeyen ümidimiz yalnızca O’dur. Kendisine kullukta bulunulacak, el açılıp medet umulacak yegâne güç ve kudret O’dur. Bizi sırât-ı müstakiminde, yani Kur’ân’ın, peygamberlerin, şehitlerin, salihlerin, iyilerin dosdoğru yolunda sabit kılacak O’dur. Bizi gazap ve azabından koruyacak, bu yolun sonunda ebedi nimetlere ulaştıracak olan da yine yalnızca Yüce Rabbimizdir.

Kardeşlerim!

Siirt ilimizin Şirvan ilçesinde bulunan maden ocağında dün gece heyelan nedeniyle oluşan göçükte hayatını kaybeden kardeşlerimize Yüce Rabbimizden rahmet, yakınlarına sabr-ı cemil niyaz ediyorum. Göçük altındaki kardeşlerimizin de salimen kurtarılmasını diliyorum. Rabbimiz, ülkemizi, milletimizi her türlü kaza ve musibetlerden muhafaza eylesin.

Değerli Kardeşlerim!

Sizleri telefonla arayarak ya da mesaj göndermek suretiyle kendisini asker, polis savcı v.s. gibi şahıs olarak tanıtıp: “Adınız, telefon numaranız, veya Banka Hesap Numaranız çeşitli terör örgütlerine karıştı veya onlar tarafından kullanılıyor” diyerek sizden para altın isteyenlere inanmayınız. Devletimizin hiçbir kurumu ya da kamu görevlisi telefonla sizleri arayarak para, altın, ya da banka hesap bilgilerinizi talep etmez. Bu şekilde sizleri telefonla arayıp ya da mesaj göndererek talepte bulunanlara kesinlikle itibar etmeyerek, şüphelendiğiniz durumlarda telefonunuzu hemen kapatarak “155 Polis İmdat Hattı”nı aramaktan çekinmeyiniz.

Kardeşlerim!

Hutbemizi şu dua ile bitirmek istiyorum: Rabbimiz! Bizi ve nesillerimizi, Fâtiha’nın hakikatlerinden ayırma! Bizleri Fâtiha’nın bereketinden mahrum bırakma! Ya Rabbi! Fâtiha’yı çokça okuyan, anlayan ve hayatına yansıtanlardan kıl bizleri!

[1] Fâtiha, 1/1-7.

[2] Buhârî, Ezân, 95.

[3] Müslim, Salât, 38.

Hazırlayan: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.